Hasar büyük

GEÇEN hafta, kendine rakip seçtiğin Kayseri’yi, gidip orada yeniyorsun, lig üçüncülüğü için de hevesin kabarıyor... Ama şimdi yaptığına bak.

Hep diyorum, "Bu işin Avrupa’ya çıkış yolu iki türlü... Ya lig üçüncülüğü ya da kupa şampiyonluğu."

Bu durumda hemen aklıma şu geliyor, çocuğun biri babasına, "Para buldum baba" demiş.

- Aferin evlat nerede para?

- Düşürdüm.


Beşiktaş’ın işi de öyle oldu. Geçen hafta altın buldu, dün akşamki oyunla altını tenekeye çevirdi. Kendiliğinden mi oldu? Tabii ki hayır. Beşiktaş öyle bir ilk yarı oynadı ki, anlatılması çok zor. Çünkü anlaşılması daha da zor.

Kleberson’un dışında futbolcu yok. Her top kaybı Beşiktaş’ın kalesinde gol pozisyonu oldu. Bir de ortada fol yok yumurta yokken kendi kalelerine attıkları bir gol var. "Düzeldi" dediğimiz Beşiktaş savunmasının önemli ismi İbrahim Toraman, dün akşam kendi kalesine akıl almaz bir gol attılar.

Hakem değil ki

Konya takımı ilk yarı iyi top oynadı, Beşiktaş’a da oynatmadı. Pozisyonlar da buldular. Ama iki ayrı devre, iki ayrı Beşiktaş seyrettim. İkinci devre seyircisini de arkasına alan Beşiktaş, oyunu öbür onsekize yığdı. Konya da savunmaya gömüldü mecburen, hiç çıkamadılar. Ama Beşiktaş’ta da girilen pozisyonları gole çevirecek beceri de oyuncu çıkmadı.

Son kupa oyununda Beşiktaş’ı beğenmemiştim. Tur geçildiği için gözardı edildi ama oradaki Beşiktaş ile buradaki Beşiktaş’ın arasında hiçbir fark yoktu.

Maçın hakemi nasıldı? Hakem değil ki, iyisi kötüsü olsun. Beşiktaş oyuncularını da, tribünde oturan insanlarını da verdiği ters kararlarla çılgına çevirdi. Ama yine ekleyeyim, maçın neticesine direkt tesir edecek bir hatanın içinde olmadı. Ama bu kardeş futbolu bilmiyor. Ali Güneş’e gösterdiği bir sarı kart var, işte bir tek orada bile bu işten çakmadığını anladım. Neticede Beşiktaş’ta hasar büyük. Ligin üstüne herhalde battaniye çekilecek. Kupaya bakalım kupaya..
Yazarın Tüm Yazıları