Erdoğan Yeşilyurt'tan samimi itiraflar! Beşiktaş'a transferi neden iptal oldu? Sergen Yalçın, Rıza Çalımbay ve Nuri Şahin sözleri...
Güncelleme Tarihi:
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Antalyaspor forması giyen 30 yaşındaki başarılı futbolcu Erdoğan Yeşilyurt, Spor Arena’ya kariyeriyle ilgili özel açıklamalarda bulundu. Özellikle Sivasspor’da oynadığı dönem hem Süper Lig hem de Avrupa Kupalarındaki etkileyici performansıyla adından söz ettiren yıldız futbolcu, Yiğidolar’daki dikkat çekici dönemini ve Beşiktaş’a iptal olan transferini de anlattı.
2014 yılında MSV Duisburg’dan Altınordu’ya transfer olarak Türkiye kariyerine başlayan Erdoğan Yeşilyurt, 2018 yılında Sivasspor’a transfer oldu. Yiğidolar’da 168 maça çıkan ve 16 gol, 16 asistle oynayan Yeşilyurt, 1 Türkiye Kupası zaferi yaşadı. Bir dönem Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın da ilgilendiği 30 yaşındaki futbolcu, sezon başında Antalyaspor’a transfer oldu. Bek ve kanat pozisyonlarında görev yapabilen yıldız futbolcu; Sivasspor’daki dönemi, Rıza Çalımbay, Beşiktaş’a iptal olan transferi, Nuri Şahin, Sergen Yalçın, Antalyaspor ile Avrupa Kupası’nda oynama hedefiyle ilgili de konuştu. Erdoğan Yeşilyurt, teknik direktör Sergen Yalçın ile yaşadıkları tebessüm ettiren diyaloglarını da aktardı.
Antalyaspor forması giyen 30 yaşındaki futbolcunun açıklamaları şu şekilde:
“FUTBOLUN NE DEMEK OLDUĞUNU ALMANYA’DAKİ ALTYAPI SİSTEMİYLE ÖĞRENDİM”
Altınordu ile Türkiye kariyerine başlamadan önce Bielefeld ve MSV Duisburg takımlarında oynadın. Almanya’daki futbol kültürünün futboluna etkisi hakkında neler söylemek istersin?
Almanya’daki altyapı sisteminin bana disiplin ve çalışma ile ilgili büyük faydası oldu. Ekstra çalışma, hatalarımı düzeltme ve idmandan sonra da kendini geliştirme gibi konuları burada öğrendim. Orada çok farklı bir disiplin sistemi vardı. Türkiye’ye çok farklı bir futbol ortamının olduğu Almanya gibi bir ülkeden geldim. Türkiye’de çok farklı bir futbol oynanıyor. Buna alışmak benim için o zamanlar zor oldu. Çünkü sonuçta Almanya’da 19 senem geçti ve futbolun ne olduğunu orada öğrendim. Ayrıca Almanya’nın mantaliteme çalışma azmi konusunda da katkısı oldu.
“SİVASSPOR’DA 3 YIL ÜST ÜSTE AVRUPA KUPALARINDA OYNADIK, İNANILMAZ GÜZEL BİR BAŞARIYDI”
En dikkat çekici performansını sergilediğin Sivasspor’daki döneminden bahsetmek istiyorum. Türkiye Kupası zaferi yaşadığın, Avrupa Ligi’nde 10 maçta forma giydiğin bir dönem vardı. Yiğidolar’daki dönemini anlatır mısın?
Sivasspor’da 5 yılım geçti. Benim açımdan ilk yıl hariç son 4 yılım çok güzel geçti. Ben her zaman çok büyük düşünen birisiyim. Sivasspor’a geldiğim ilk günden beri çok büyük hedeflerim vardı. İlk sene oynadıktan sonra Süper Lig’deki atmosferi tanımaya başladım. O dönemler Avrupa maçlarında ve her zaman yukarıya doğru oynamak istediğimi söylerdim. Avrupa Kupası’nda oynamayı uzak gördükleri için takımda İster istemez bana gülenler olurdu. Sivasspor’daki son 3 senemde Avrupa’da oynadık. Rıza Çalımbay’ın bu başarıda büyük bir etkisi vardı. Ayrıca Türkiye Kupası’nı kazandık. Bu başarılara imza atacağımızı kimse tahmin edemezdi. Avrupa’da 1 kere bile oynayacağımızı kimse düşünmezdi ama biz bunu üst üste 3 kere başardık. UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde gruptan lider olarak çıktık. İnanılmaz güzel bir başarıydı ve son 4 senem çok iyiydi.
“RIZA HOCA DÖNEMİNDE KORONA OLMASAYDI BELKİ DE SÜPER LİG’DE ŞAMPİYON BİZ OLURDUK”
Sivasspor’da beraber çalıştığın teknik direktör Rıza Çalımbay’ın performansına etkisini değerlendirir misin? Deneyimli çalıştırıcı, futboluna neler kattı?
Rıza Hoca’nın maçlarda süre vermesi açısından bana katkısı çok büyüktü. Rıza Hoca’nın olmadığı ilk senemde aslında idmanlarda ve maçlarda çok iyi performans göstermeme rağmen bir türlü forma şansı bulamıyordum. Rıza Çalımbay’dan önceki hocalarım tercihlerini benden yana kullanmıyordu. Rıza Çalımbay geldi ve beni direkt oynattı. Bana güvendiği için ben de o güveni hem performans hem de skora katkı anlamında boşa çıkarmamaya çalıştım. O dönemlerde üst düzey bir skor kaydetmedim ama yine de onu mahcup etmediğimi düşünüyorum. Rıza Hoca için çok değerli bir futbolcuydum, bunun farkındaydım. Çünkü bek ve kanat pozisyonlarında oynayabiliyordum. Bir oyuncusu sakatlanırsa veya o bölgede eksik varsa ben olduğum için hiç başı ağrımıyordu. Rıza Hocam, 40 yıldır futbolun içinde olan birisi. Boşu boşuna her zaman Süper Lig’de görev almadı. Sezon başında geldiği ve kendi kadrosunu kurduğu takımlarda genellikle başarılı oldu. Sivasspor’daki zamanımızda da çok farklı bir teknik direktördü. Bizi 3 defa üst üste Avrupa’ya götürmüştü. Sivasspor’daki ilk senesinde Süper Lig’de lider olduğumuz zamanlar olmuştu. Hatta rakiplerimizle aramızda 5-6 puan fark vardı. Korona vakası olmasaydı belki de şampiyon biz olabilirdik. Çünkü 4 büyükler ve Anadolu takımları fark etmeksizin herkesi yeniyorduk. Hem iç sahada hem de deplasmanda güzel sonuçlar aldığımız inanılmaz bir takımımız vardı. Çok tecrübeli bir teknik direktöre sahiptik. Benim için çok değerli bir insan. Beni Süper Lig’de oynatan hocaydı. Rıza Hoca’nın başarıları zaten her şeyi anlatıyor.
“BENİMLE EN CİDDİ İLGİLENEN KULÜP BEŞİKTAŞ’TI AMA SİVASSPOR…”
Sivasspor’da oynadığın dönem ismin Süper Lig devleriyle anılıyordu. Gelen tekliflerden bahsedip, transferin neden gerçekleşmediğini anlatır mısın?
Evet, o dönem 3 büyük takımın da ilgisi vardı, konuşulmuştu. En ciddi ilgilenen kulüp Beşiktaş’tı. Bir türlü transferde sonuca varılamamıştı. O dönem Sivasspor’da çok mutluydum ve daha sonra iyi bir kontrat imzalamıştım. Sivasspor’da çok fazla değer görmüştüm ve takımda kalmamı istiyorlardı. Sivasspor’daki değerimizin farkındaydık. Aynı zamanda Sivasspor’da oynama şansım daha yüksekti.
“MAÇLARDAN ÖNCE MOTİVE OLMAK İÇİN FİORENTİNA’YA ATTIĞIM GOLÜ İZLİYORUM”
Sivasspor formasıyla Fiorentina’ya attığın gol, UEFA Konferans Ligi'nde 2022-2023 sezonunun en iyi golü seçilmişti. Bu gol ve başarı ile ilgili duyguların nelerdir?
Fiorentina’ya attığım gol, futbol hayatımın en güzel anıydı. O golle 1-0 öne geçmiştik. Stadyum sonuna kadar doluydu. O gol anında stadyumda çıkan ses inanılmazdı. Sadece taraftara bakıp, onlara doğru koştuğumu hatırlıyorum. Maçtan sonraki o gece hiç uyuyamadım. O golü belki bin kere izlemişimdir. O tarz gollerim Altınordu’daki zamanlarımda da vardı ama bunun değeri benim için çok farklıydı. Fiorentina gibi böyle büyük bir takıma karşı gol atmak harikaydı. O golü düşünürken şu an bile tüylerim diken diken oluyor. Bu anı hiçbir zaman unutmayacağım. Şimdilerde maçlardan önce motivasyonumu artırmak için bu golü izliyorum. Avrupa Kupalarında yılın golü seçilmesinin benim için anlamı çok farklı. Herkes Süper Lig’in en güzel golünü atmak için uğraşır ama bu golü Avrupa’da atmak çok farklı bir duygudur. Çocuklarımın da 10-15 sene sonra izleyeceği, benden onlara hatıra kalacak olan bir goldü. Maçtan sonra çevremden çok güzel tepkiler almıştım.
“OYNADIĞIM POZİSYONLARDA FERDİ KADIOĞLU VE SACHA BOEY’İ BEĞENİYORUM”
Kanat ve beklerde forma giyen, her iki ayağını da kullanan, çok yönlü bir futbolcusun. Bu sezon 34 maçta 3 gol ve 3 asistle oynadın. Performansını değerlendirir misin? Ayrıca kendine tarz olarak örnek aldığın bir futbolcu var mı?
Sivasspor’a gelesiye kadar normalde kanat oynuyordum. Rıza Hoca, arada bir beni bek pozisyonunda da görevlendirdi. Bek pozisyonundaki arkadaşlarımın yokluğunda beni orada oynatıyordu. Bana çok güveniyordu. Bek pozisyonunda nasıl oynamam gerektiğini o dönemlerde öğrendim. Antalyaspor’a da kanat oyuncusu olarak gelmiştim. Antalyaspor’daki ilk maçlarımda kanat oynadım. Ondan sonra Nuri Hoca da beni bekte görevlendirdi. Nuri Hoca, ‘Ben oyunu arkadan kurmak istiyorum. Bunu en iyi yapacak kişi olarak seni görüyorum. Ondan dolayı seni artık sağ bekte düşünüyorum’ demişti. Ondan sonra bekte de iyi bir performans sergilemiştim. Güzel maçlar çıkardım. Takımımız da o sıralarda çok iyi gidiyordu. Gol ve asistlerimle katkı sağlıyordum. Şimdi sağ bekte oynayacağımı kabullendim ve mevkiimi seviyorum. Bir bek için 3 gol ve 3 asistin iyi olduğunu düşünüyorum. Bek pozisyonunda örnek aldığım bir isim yok ama o bölgede iyi oynayan oyunculara sürekli bakıyorum. Benden küçük olmasına rağmen Ferdi Kadıoğlu’nu izliyorum. Bu aralar o çok iyi. Ayrıca Galatasaray’dan ayrılmadan önce Sacha Boey’e de bakardım. Genel olarak bu bölgede kimin performansı yüksekse, ondan neler kapabileceğime bakarım.
“NURİ HOCA, BENİ TAKIMDA GÖRMEK İSTEDİ. İKİ GÜNDE BİR ONUNLA KONUŞUYORDUK”
Antalyaspor’da 18 maçta beraber çalıştığın teknik direktör Nuri Şahin’in futbolcularla olan iletişimi ve Borussia Dortmund’a olan transferiyle ilgili düşüncelerin nelerdir?
Nuri Şahin, beni Antalyaspor’a getiren hocadır. O dönemlerde konuştuğumuz farklı kulüpler de vardı. Nuri Hoca, beni takımda inanılmaz derecede görmek istedi. Onunla iki günde bir konuşuyorduk. Ona her zaman minnettarım. Beni bekte oynattı ve ondan öğrendiklerimle iyi performans göstermeme yardımcı oldu. Bizim için çok farklı bir hocaydı. Taktik bilgisi son derece yüksekti. O yüzden taktiksel yönden de kendimi çok geliştirdim. Kariyerimde önemli bir etkiye sahip hocalardan biriydi. Nuri Hoca, ‘Borussia Dortmund’un çocuğu’ olarak görülüyor ama Antalyaspor’dan direkt olarak Borussia Dortmund’a gitmek kolay değil. Onun kapasitesini burada görmüştük. Çok disiplinli bir hocaydı. Antalyaspor’a gelmeden önce arkadaşlar Nuri Hoca’nın nasıl bir teknik direktör olduğunu anlatıyordu. Antalyaspor’a geldiğimde nasıl bir teknik direktör olduğunu burada anladım. Kısa bir süredir teknik direktörlük yapmasına rağmen ileride çok iyi yerlere gelecektir. Jurgen Kloop ve Jose Mourinho gibi antrenörlerle çalıştı. Nuri Hoca, sadece güçlü yanlarımızı değil, kötü yanlarımızı da söylüyordu. Eksik yanlarımı da söylemesi çok hoşuma gitmişti. Antalyaspor’a transfer olmadan önce bana ‘Sen yeter ki buraya gel. Ben seni daha da geliştireceğim’ diye her zaman söz veriyordu. Nuri Şahin gibi birisi iki günde bir sizi arıyorsa ve takımda görmeyi çok istiyorsa demek ki size değer veriyordur.
“SERGEN YALÇIN, ANTALYASPOR’A GELMEDEN ÖNCE SEVDİĞİM VE MERAK ETTİĞİM BİR HOCAYDI”
Daha önce Beşiktaş’ta görev yapan Sergen Yalçın ile ocak ayından beri beraber çalışıyorsunuz. Sergen Hoca’nın takıma etkisini değerlendirir misin?
Sergen Hoca, Antalyaspor’a gelmeden önce çok sevdiğim ve merak ettiğim bir hocaydı. Beşiktaş’la Süper Lig ve Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşamıştı. Beşiktaş’ın Sosa, Mario Gomez ve Talisca’nın olduğu güzel zamanları vardı. Sergen Yalçın’ın elinde böyle oyuncuların olduğu bir takım yokken bile iki kupa kazanması bence çok büyük bir başarıydı. Çalışma tarzı olarak rahat bir hoca, bizim için farklı birisi. Ben rahat oynamayı seviyorum. Maçın içinde ‘Bildiğinizi yapın. Sizin neler yapabileceğinizi biliyorum’ diyor. Her idmanda bile herkesin yüzde yüzünü vermesini istiyor.
“SERGEN HOCA, ‘UZAKTAN NASIL VURULACAĞINI GÖRMEK İSTERSENİZ İNTERNETE GİRİP ATTIĞIM GOLLERE BAKIN’ DEDİ”
Sergen Hoca’nın maçta veya antrenmanlarda beklenmedik ve tebessüm ettiren çıkışları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda ilginç bir anı var mı?
Evet, bu tarz güzel bir anı yaşamıştık. Sergen Hoca, takım arkadaşlarımdan biri ve ben bir gün maçtaki pozisyonları konuşuyorduk. Sergen Hoca, maçta 30 metreden sol ayağıyla vuran takım arkadaşıma neden oralardan şut çektiğini sormuştu. Takım arkadaşım, önü boş olduğu için vurduğunu, normalde sol ayaklı olmadığını söylemişti. Sergen Hoca, ‘Oğlum, sol ayakla böyle mi şut çekilir? Sol ayaklı değilsen neden vuruyorsun? Yapabileceğin şeyleri yap. İlla nasıl vurulacağını görmek istiyorsan internete girip attığım gollere bak. O tarzda çok golüm var. Oraya bakıp görebilirsin’ demişti. Yine bir gün idmanda yaşadığımız bir olayı aktarmak istiyorum. Bazen idmanlarda Sergen Hoca’nın istediği tarzda pasları ve şutları atamadığımız zamanlar oluyordu. Sergen Hoca, ‘Oğlum, bunu nasıl yapamıyorsunuz?’ diyerek bize nasıl yapılması gerektiğini gösterirdi. En sonunda biz de, ‘Hocam, yanlış anlamayın ama bizi galiba kendinizle kıyaslıyorsunuz. Bizim 10 şutumuzdan 3’i isabet ediyor ama sizin o dönemlerde 10 şutunuzdan 9’u giriyordu’ demiştik. Sergen Hoca, o zaman bize hak vermişti.
“DAHA KOLAY BİR FİKSTÜR BİZİ BEKLİYOR. AVRUPA’YA GİTMEK İSTİYORUZ”
Süper Lig’de 33 maçta 45 puanla 8.sırada yer alıyorsunuz. Bu sezonki performansınızı değerlendirir misin? Son 5 maça girilirken Avrupa kupasına katılma şansınız hala devam ediyor.
Biz aslında sezona çok iyi başlayamamıştık. Nuri Şahin’in istediği şeyler çok farklıydı, kolay şeyler değildi. Kolay olmayan, uygulamada zor olan ama doğru şeylerdi. Taktiksel anlamda biraz farklı bir hocaydı. Oyun tarzımızı biraz değiştirmek zorundaydık. İlk maçlarda çok fazla galibiyet alamamıştık. Ama ondan sonra Nuri Hoca’nın istediği sistemi oturttuktan sonra çok güzel bir dönemimiz vardı. 7 maçta 4 galibiyet, 3 beraberlik aldığımız bir seri elde etmiştik. O dönem epey iyi gidiyorduk. Adana Demirspor’a yenilmeseydik seriyi devam ettirebilirdik. Nuri Hoca, her zaman, ‘Biz yukarıya doğru oynayacağız. Bundan emin olun. Belki size bu büyük bir hayal olarak gelebilir ama size güveniyorum’ diyordu. O seriden sonra inanmıştık ve gerçekten yukarıya doğru oynamaya başladık. Çok güzel bir futbol oynuyorduk. Sergen Hoca’nın gelmesiyle de güzel bir seri yakaladığımız dönem olmuştu. Ondan sonra sıkıntılı bir dönem olunca yukarıdan koptuk. Şimdi Avrupa Kupasına katılmak için az bir puan farkı var. Karagümrük maçını da kazanıp yukarıya oynamaya devam etmek istiyoruz. Avrupa potasına yakınız. Daha kolay bir fikstürün bizi beklediğini düşünüyorum. Avrupa’ya gitmek istiyoruz. Ayrıca bu sene taraftarlarımıza güzel ve keyif veren bir futbol izlettiğimizi düşünüyorum.
“BEŞİKTAŞ VE GÖZTEPE’NİN İNANILMAZ BİR TARAFTARI VARDI”
Süper Lig’de oynadığın süre boyunca seni en çok hangi takımın stadyumu ve taraftar atmosferi etkiledi?
Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin de inanılmaz atmosferleri vardı ama Sivasspor’da oynadığım dönem Trabzonspor’un atmosferinden etkilendiğim bir maç vardı. Yanlış hatırlamıyorsam Trabzonspor taraftarı cezasından dolayı birkaç maç aradan sonra ilk kez takımını izleyecekti. Haftalar sonra ilk kez seyircinin olacağı maç bizim maça denk gelmişti. O gün çok farklı ve inanılmaz bir taraftar atmosferi vardı. Ayrıca Beşiktaş ve Göztepe’nin de inanılmaz bir taraftarı vardı.
“EURO 2024’DE ŞAMPİYONLUK YOLUNDA İYİ YERLERE GELECEĞİMİZE EMİNİM”
EURO 2024’e lider olarak giden A Milli Takımımızın turnuvadaki şansı ve Vincenzo Montella’nın taktiksel performansıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Bence milli takımımızın şansı bu sefer çok yüksek. Çünkü çok kaliteli ve yetenekli bir takım var. Tecrübeli, Avrupa’da oynayan oyunculardan kurulu bir kadro var. Şampiyonluk yolunda iyi yerlere geleceğimize eminim. Montella’nın daha önce ülkemizde takım çalıştırmasının avantajları var. Ayrıca Süper Lig’de de oldukça başarılıydı. Montella ile çalışan oyuncularla konuştuğumda, ‘Çok iyi bir hoca’ diyorlar. Onun için başarılı olacağını düşünüyorum. Toplumumuzda hemen 2 hazırlık maçını kaybettik diye biraz sabırsızlık var. Hazırlık maçları önemsiz değil ama böyle durumlar olabilir.